Etkileşime girdiği konular
-
-
lusyus • 1 yıl önce •ÜyeSaç ekimi sonrası şok dökülme nasıl engellenir, şok dökülme greftlerin nakil edilmesinden sonra saçlarım geçici olarak dökülmesidir. Her saç ekimi sonrasında şok dökülme denilen durum yaşanmaktadır ve son derece normal...Devamını OkuSaç ekimi sonrası şok dökülme nasıl engellenir, şok dökülme greftlerin nakil edilmesinden sonra saçlarım geçici olarak dökülmesidir. Her saç ekimi sonrasında şok dökülme denilen durum yaşanmaktadır ve son derece normal bir durumdur. Saç ekimi sonrası şok dökülme, saç ekimi operasyonu sonrası normal bir süreçtir. İşlem sırasında, donör bölgeden alınan saç kökleri transplantasyon alanına yerleştirilirken, bazı saç kökleri geçici olarak kaybedilebilir. Bu geçici dökülme, genellikle ilk birkaç hafta içinde ortaya çıkar ve genellikle 2 ila 3 ay içinde yeni saç büyümesiyle sonuçlanır. Şok Dökülme Olmasının Nedenleri Şok dökülme, saç ekimi sonrası sık görülen bir durumdur ve ekim işlemi yapılan saç köklerinin yeni yerine adapte olurken yaşadığı stresten kaynaklanır. Bu dökülme genellikle geçici olup, saç köklerinin yenilenme süreci içinde ortaya çıkar. Şok dökülmenin ana nedenleri şunlardır: Travma: Saç ekimi sırasında saç kökleri fiziksel bir müdahaleye maruz kalır. Bu müdahale, köklerin strese girmesine neden olur ve bu da saç tellerinin geçici olarak dökülmesine yol açar. Kan Dolaşımı Değişiklikleri: Ekim sonrası, saç köklerinin bulunduğu bölgede kan dolaşımı değişiklikleri olur. Yeni kökler, bu değişikliklere adapte olmaya çalışırken dökülebilirler. Stres: Saç ekimi işlemi ve sonrası süreç, hem fiziksel hem de psikolojik stres yaratabilir. Bu stres, saç dökülmesini tetikleyebilir. İyileşme Süreci: Vücudun doğal iyileşme sürecinin bir parçası olarak, zayıf saç kökleri dökülüp yerini daha sağlıklı ve güçlü köklere bırakabilir. Şok dökülme sürecini hafifletmek ve saçların daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde büyümesini desteklemek için aşağıdaki ipuçlarını izleyebilirsiniz: Doktorun Talimatlarına Uyun, saç ekimi operasyonu sonrası doktorunuzun size verdiği talimatlara tam olarak uyun. Bu talimatlar, yara bakımı, saç yıkama süreci, ilaç kullanımı ve diğer önerileri içerebilir. Saçınıza Dokunmayın, operasyon sonrası bir süre boyunca saçınız dokunmamaya çalışın. Saçınızı ovuşturmak, taraklamak veya fırçalamak gibi sürtünme veya gerilim oluşturabilecek aktivitelerden kaçının. Saçınızı Nazikçe Yıkayın, doktorunuzun izin verdiği zaman diliminden sonra saçınızı nazik bir şekilde yıkayabilirsiniz. Sıcak su yerine ılık su kullanmaya özen gösterin ve saçınızı nazikçe temizleyin. Şampuan veya diğer saç bakım ürünlerini, doktorunuzun önerilerine uygun olarak kullanın. Sağlıklı Beslenme, saç büyümesi ve sağlığı için beslenmenize dikkat edin. Dengeli bir diyetle yeterli miktarda protein, vitamin ve mineral almanız önemlidir. Özellikle demir, çinko, B vitaminleri ve E vitamininin saç sağlığı üzerinde olumlu etkileri vardır. Sağlıklı bir diyet, saçınızın daha hızlı iyileşmesine ve büyümesine yardımcı olabilir. Stresi Yönetin, stres, saç dökülmesini tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Saç ekimi sonrasında da stresten kaçınmaya çalışın. Rahatlama teknikleri, meditasyon, yoga veya nefes egzersizleri gibi stresi yönetmenize yardımcı olabilecek aktiviteleri deneyebilirsiniz. Sigara ve Alkol Kullanımından Kaçının, sigara içmek ve aşırı alkol tüketmek, saç büyümesini olumsuz etkileyebilir. Saç ekimi sonrasında bu tür alışkanlıklardan kaçın. Şok dökülme kaçıncı gün başlar? Genellikle saç ekimi operasyonlarında 15 gün sonra şok dökülme olmaya başlar. Kişinin saç kökü ve kafa derisinin yapısına göre saç dökülme zamanı değişebilmektedir. Saçların yaklaşık %60'ı dökülmektedir. Şok dökülmede ekilen saçların hepsi dökülür mü? Ekilen saçlarla birlikte var olan saçlarda travmatik olarak beslenmelerinde bir azalma olur. Saçların hepsi olmasa bile bir çoğu şok dökülmeye uğrayabilir. Saç ekiminden sonra saçın tutup tutmadığı nasıl anlaşılır? Saç ekimi prosedürü, saç dökülmesi yaşayan kişilere kalıcı bir çözüm sunmak için kullanılan bir cerrahi işlemdir. Saç ekiminden sonra saçın tutup tutmadığını anlamak için bazı belirtilere dikkat etmek gerekir. İşte saç ekiminden sonra saçın tutup tutmadığını anlamak için gözlemleyebileceğiniz bazı işaretler: İlk birkaç hafta, saç ekimi sonrası ilk birkaç hafta içinde ekilen saçlar dökülebilir. Bu normal bir süreçtir ve ekilen saç folikülleri uyku moduna girer. Bu dökülme geçici bir durumdur ve yaklaşık 2-3 hafta içinde normal saç dökülme döngüsüne döner. İlk üç ay, saç ekiminden sonra üç ay boyunca, ekilen saç kökleri yeniden büyümeye başlar. Yeni saçların çoğu ince ve zayıf olabilir, bu yüzden saç yoğunluğu düşük olabilir. Ancak, yeni saç telleri zamanla kalınlaşacak ve güçlenecektir. İlk altı ay, ilk altı ay boyunca saç ekimi sonrası iyileşme süreci devam eder. Yeni saçların büyümesi artar ve kalınlaşır. Ancak, bu süre boyunca saç ekim alanında hala bazı kırmızılık veya kabuklanma olabilir. İlk yıl, bir yılın sonunda, saç ekimi sonrası sonuçları daha net bir şekilde gözlemleyebilirsiniz. Yeni saçlar daha kalın, daha güçlü ve daha doğal görünmelidir. Saç ekimi alanındaki iyileşme tamamlanır ve ekilen saçlar normal saç döngüsüne dahil olur. İkinci yıl ve sonrası, ikinci yılın sonunda, saç ekimi sonrası sonuçlar genellikle istenen seviyeye ulaşır. Ekilen saçlar tamamen büyümüş olmalı ve saç yoğunluğu iyileşmiş olmalıdır. Saç ekimi sonrası tutma oranı, kullanılan tekniklere, cerrahın deneyimine ve kişinin saç ekimi öncesi saç durumuna bağlı olarak değişir. Saç ekimi sonrası iyileşme süreci kişiden kişiye farklılık gösterebilir, bu nedenle sabır gerektirir. Ekilen saçların tutmama ihtimali var mı? Usulüne uygun olarak ekilen saçların tutmama ihtimali yoktur. Ekimi yapan kişinin yanlış işlemi yada hatalı uygulama yapması tutmama ihtimalini belirler. Örneğin alınan saç köklerinin dışarıda çok bekletilmesi, uygun derinliğe ekilmemesi yada köke zarar gelmesi sonucu etkiler. Uygun saç bakımı yapmamak, kafaya darbe almak, kanama, sürtünme gibi durumlar köke zarar verebilir.Daha Az Göster2 Yazar1 Yorum40Takip
-
lusyus • 1 yıl önce •ÜyeAkl poliklinik istanbul ataşehir’de bulunan bir saç ekimi merkezidir. Bünyesinde saç ekimi, prp tedavileri, kaş ekimi, sakal ve bıyık ekimi gibi hizmetleri barındırmaktadır. Genel olarak, saç ekimi, saç dökülmesi veya...Devamını OkuAkl poliklinik istanbul ataşehir’de bulunan bir saç ekimi merkezidir. Bünyesinde saç ekimi, prp tedavileri, kaş ekimi, sakal ve bıyık ekimi gibi hizmetleri barındırmaktadır. Genel olarak, saç ekimi, saç dökülmesi veya kellik sorunu yaşayan bireylere daha kalıcı ve estetik olarak tatmin edici bir saç çizgisi sağlamak için yapılan bir cerrahi işlemdir. Saç ekimi işlemi genellikle kendi saçınızın başka bir bölgesinden alınan greftlerin (köklerin) kellik olan bölgelere nakledilmesini içerir. Bu işlem, genellikle uzman bir plastik cerrah veya dermatolog tarafından gerçekleştirilir. Eğer AKL Klinik hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, internet üzerinde veya sağlıkla ilgili forumlarda klinik hakkında değerlendirmeleri araştırabilir, resmi web sitelerini ziyaret edebilir veya doğrudan klinikle iletişime geçebilirsiniz. Kök hücreli saç ekimi nasıl yapılır? Kök hücreli saç ekimi, geleneksel saç ekimi tekniklerinden farklı bir yöntemdir. Bu teknikte, kök hücrelerin kullanılması saçların daha hızlı ve kalıcı olarak büyümesini hedefler. İşte genel olarak kök hücreli saç ekiminin nasıl yapıldığına dair bir açıklama: İlk adım, saç ekimi yapılacak alanın steril bir şekilde hazırlanmasıdır. Bu genellikle lokal anestezi altında yapılır ve alan temizlenir. Kök hücreli saç ekiminde, kök hücreler genellikle yağ dokusundan elde edilir. Bir cerrah veya uzman, örneğin yağ doku çekimiyle kök hücreleri içeren yağ dokusunu alır. Bu işlem genellikle donör bölgesi olarak bilinen bir bölgeden yapılır (örneğin, karın veya kalça). Alınan yağ dokusu laboratuvar ortamında işlenir. Yağ dokusundan kök hücrelerin izole edilmesi için özel teknikler kullanılır. İzole edilen kök hücreler, daha sonra saç ekimi işlemi için kullanılmak üzere ayrılır. Kök hücrelerin ekileceği alan hazırlanır. Bu işlemde, saçlı derinin üst tabakası (epidermis) kısmen çıkarılır ve kök hücrelerin yerleştirileceği alan açılır. İzole edilen kök hücreler, saç ekimi alanına yerleştirilir. Bu, mikro enjeksiyon veya mikro iğneler kullanılarak gerçekleştirilebilir. Kök hücrelerin doğru pozisyonda ve uygun yoğunlukta ekilmesi önemlidir. Kök hücreli saç ekimi işleminden sonra iyileşme süreci başlar. Kök hücrelerin ekildiği bölgede yeni saçların büyümesi beklenir. Saç folikülleri zamanla büyüyerek, saçların doğal görünümünü sağlar. Kök hücreli saç ekimi, henüz yaygın olarak kullanılan bir yöntem değildir ve daha fazla araştırma ve geliştirme gerektirmektedir. Bu nedenle, kök hücreli saç ekimi yapacak bir klinik veya uzman bulmak için özel bir araştırma yapmanız gerekebilir. Akl Klinik Saç Ekimi Fiyatları Saç ekimi fiyatları, birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Fiyatlar, saç ekimi yapılacak ülke veya şehir, klinik veya hastane tercihi, cerrahın deneyimi, kullanılan teknik ve ekim yapılacak greft sayısı gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak, saç ekimi fiyatları genellikle greft sayısı üzerinden hesaplanır. Bir greft, saç kökü ve çevresindeki dokuyu içeren bir ünitedir ve genellikle 1 ila 4 saç teline sahiptir. Saç ekimi fiyatları ülkeden ülkeye veya klinikten kliniğe değişiklik gösterir, bu nedenle belirli bir fiyat aralığı vermek zordur. Örneğin, Türkiye gibi saç ekimi turizmiyle ünlü olan ülkelerde, ortalama olarak 2000-5000 greft aralığında bir saç ekimi için fiyatlar 2000 ila 5000 dolar arasında değişebilir. Daha büyük greft sayıları veya özel tekniklerin kullanılması durumunda fiyatlar artabilir. Ancak, bu sadece genel bir fikir vermektedir ve gerçek fiyatlar kişisel tercihler, ihtiyaçlar ve klinikle yapılan anlaşmalara bağlı olarak değişebilir. Saç ekimi yaptırmayı düşündüğünüz kliniklerle iletişime geçerek, size özel bir fiyat teklifi almanız daha doğru olacaktır. Ayrıca, saç ekimi için finansman seçenekleri veya taksitlendirme imkanları gibi seçenekleri de sormakta fayda vardır. AKL Klinik Saç Ekimi Şikayet Saç ekimi ile ilgili bir şikayetiniz varsa, aşağıdaki adımları izleyerek şikayetinizi yapabilirsiniz: Şikayetinizi yapmak istediğiniz klinik veya hastanenin müşteri hizmetleri veya hasta ilişkileri departmanıyla iletişime geçin. Telefon, e-posta veya yazılı bir iletişim kanalı kullanabilirsiniz. Şikayetinizi açık ve net bir şekilde ifade etmeye çalışın. Yaşadığınız sorunları, beklentilerinizi karşılamayan durumları veya herhangi bir hatalı uygulamayı detaylı bir şekilde anlatın. Şikayetinizi desteklemek için varsa, iletişim kayıtları, faturalar, sözleşmeler veya herhangi bir belgeyi toparlayın. Bu belgeler, şikayetinizin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir. Şikayetinizi yazılı olarak iletmek, daha resmi bir şekilde kaydedilmesini sağlar. E-posta veya mektup gibi yazılı iletişim kanallarını tercih edebilirsiniz. Şikayetinizi ilettiğinizde, iletişiminizi saklamak için bir kopyasını da saklayın. Eğer şikayetinizle ilgili olarak klinik veya hastane ile yapılan iletişim sonucunda tatmin edici bir çözüm bulunmazsa, ilgili sağlık otoritelerine başvurabilirsiniz. Bu genellikle sağlık bakanlığı veya sağlık denetleme kuruluşları olabilir. Sizin bulunduğunuz ülkedeki sağlık otoritelerini veya kurumları araştırarak, şikayetinizi iletebileceğiniz bir merci bulabilirsiniz. Önemli olan, şikayetinizi düzgün bir şekilde iletmek ve gerektiğinde resmi kanallara başvurarak durumu takip etmektir. Her ülkenin veya bölgenin farklı yasal düzenlemeleri olabileceğinden, şikayetinizin nasıl işleneceği ve takip edileceği konusunda yerel yasalara uymanız önemlidir.Daha Az Göster2 Yazar1 Yorum19Takip
-
lusyus • 2 ay 3 hafta önce •ÜyeSaç ekimi sonrasında, hastaların dikkat etmesi gereken birçok önemli nokta bulunmaktadır. Bu noktalardan biri de fiziksel aktiviteler ve egzersizlerdir. Şınav ve mekik gibi egzersizler, saç ekimi sonrası iyileşme sürecini etkileyebilecek...Devamını OkuSaç ekimi sonrasında, hastaların dikkat etmesi gereken birçok önemli nokta bulunmaktadır. Bu noktalardan biri de fiziksel aktiviteler ve egzersizlerdir. Şınav ve mekik gibi egzersizler, saç ekimi sonrası iyileşme sürecini etkileyebilecek aktiviteler arasında yer alır. İşte saç ekimi sonrasında şınav ve mekik yapmaya ne zaman başlanabileceği ve nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda detaylı bilgiler: Saç Ekimi Sonrası İlk Günler Saç ekimi sonrasında ilk birkaç gün, ekilen saç köklerinin tutunması ve iyileşme sürecinin başlaması için kritik bir dönemdir. Bu süreçte başınızı korumak ve olası travmalardan kaçınmak önemlidir. Genellikle, doktorlar hastalarına ilk hafta boyunca ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmalarını tavsiye ederler. Bu dönem, saç köklerinin yeni yerlerine adapte olması ve iyileşmenin sağlıklı bir şekilde başlaması için önemlidir. İlk Hafta İlk hafta boyunca hafif yürüyüşler gibi düşük tempolu aktiviteler yapılabilir. Ancak, başın öne eğildiği ve kan basıncının arttığı egzersizlerden, özellikle de şınav ve mekikten kaçınılmalıdır. Bu tür egzersizler, kan akışını artırarak saç köklerine zarar verebilir ve iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. İkinci Hafta İkinci haftadan itibaren, doktorunuzun onayıyla birlikte hafif tempolu egzersizlere başlayabilirsiniz. Ancak, şınav ve mekik gibi başınızı eğmenizi gerektiren egzersizlerden hala kaçınmanız önerilir. Bu dönemde saç kökleri hala hassas olduğundan, aşırı terleme ve sürtünme de ekilen bölgelere zarar verebilir. Üçüncü ve Dördüncü Hafta Üçüncü ve dördüncü haftalarda, iyileşme süreci büyük ölçüde ilerlemiş olacaktır. Ancak, şınav ve mekik gibi yoğun ve başınızı aşağıya doğru eğmenizi gerektiren egzersizlere başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız. Genellikle, saç ekimi sonrasında bu tür egzersizlere en erken 3-4 hafta sonra başlanabilir, ancak her hastanın iyileşme süreci farklı olduğundan doktor tavsiyesi alınmalıdır. Birinci Ay ve Sonrası Birinci aydan sonra, saç ekiminin yapıldığı bölge büyük ölçüde iyileşmiş olur. Bu dönemde, doktorunuzun onayıyla birlikte daha yoğun egzersizlere, şınav ve mekik gibi hareketlere yavaş yavaş geri dönebilirsiniz. Ancak, bu aktiviteleri yaparken hala dikkatli olmalı ve vücudunuzu dinlemelisiniz. Eğer ekim bölgesinde herhangi bir rahatsızlık veya ağrı hissederseniz, egzersizi hemen durdurmalı ve doktorunuza danışmalısınız. Genel Tavsiyeler Doktor Tavsiyesine Uyun: Saç ekimi sonrası egzersizlere başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Her hastanın iyileşme süreci farklıdır ve doktorunuz sizin için en uygun zamanı belirleyecektir. Yavaş Başlayın: Egzersizlere yavaş ve kontrollü bir şekilde başlayın. Vücudunuzu zorlamadan, düşük tempolu aktivitelerle başlayarak zamanla yoğunluğu artırabilirsiniz. Baş Bölgesini Koruyun: Egzersiz yaparken ekim bölgesine zarar vermemek için dikkatli olun. Aşırı terleme ve sürtünmeden kaçının. Vücudunuzu Dinleyin: Egzersiz sırasında herhangi bir rahatsızlık veya ağrı hissederseniz, hemen durun ve doktorunuza danışın. Saç ekimi sonrasında şınav ve mekik gibi egzersizlere ne zaman başlanabileceği, iyileşme sürecinizin nasıl ilerlediğine ve doktorunuzun tavsiyelerine bağlıdır. Her hastanın durumu farklıdır, bu yüzden kişisel sağlık durumunuza uygun bir egzersiz planı oluşturmak en iyisidir.Daha Az Göster2 Yazar1 Yorum47Takip
-
Sloccer • 1 ay önce •ÜyeSaç ekimi sonrasında enfeksiyon riski, cerrahi bir müdahale olduğu için küçük de olsa her zaman mevcuttur. Saç köklerinin yerleştirildiği ve donör alan, iyileşme sürecinde enfeksiyona karşı hassas olabilir. Ancak, doğru...Devamını OkuSaç ekimi sonrasında enfeksiyon riski, cerrahi bir müdahale olduğu için küçük de olsa her zaman mevcuttur. Saç köklerinin yerleştirildiği ve donör alan, iyileşme sürecinde enfeksiyona karşı hassas olabilir. Ancak, doğru bakım ve doktorun talimatlarına uymak enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltır. Yine de enfeksiyon belirtilerini erken fark etmek ve müdahale etmek iyileşme sürecinin sorunsuz ilerlemesi için önemlidir. Enfeksiyonun Belirtileri Nelerdir? Şiddetli Kızarıklık ve Şişlik: Saç ekimi sonrası hafif kızarıklık ve şişlik normaldir, ancak enfeksiyon durumunda bu belirtiler daha belirgin hale gelir. Kızarıklık yayılmaya başlar ve şişlik ekim yapılan bölgede veya donör alanda yoğunlaşabilir. Aşırı Ağrı: Saç ekimi sonrası hafif ağrı beklenir, ancak enfeksiyon durumunda ağrı zamanla azalmak yerine artar ve dayanılmaz hale gelebilir. Eğer ağrı kesicilerle geçmeyen sürekli bir ağrı hissediyorsanız bu bir enfeksiyon belirtisi olabilir. Ateş: Vücudun enfeksiyona karşı doğal tepkisi olarak ateş gelişebilir. Özellikle saç ekimi yapılan bölgede lokal sıcaklık artışı hissediyorsanız veya genel vücut ateşiniz yükseldiyse enfeksiyon şüphesi vardır. İrin veya Kötü Kokulu Akıntı: Ekilen saç köklerinin çevresinde veya donör alanda sarımsı veya yeşilimsi renkte irinli akıntı enfeksiyonun en belirgin belirtilerinden biridir. Ayrıca bu akıntı kötü bir kokuya sahip olabilir. Kabukların Anormal Gözükmesi: Normalde kabuklar 7-10 gün içinde dökülmelidir. Ancak kabukların iyileşmek yerine kalınlaşması, sertleşmesi ve altında irin veya sıvı birikmesi enfeksiyon belirtisi olabilir. Yaygın Kaşıntı ve İltihap: Hafif kaşıntı iyileşmenin doğal bir parçasıdır. Ancak yoğun ve rahatsız edici bir kaşıntı, ciltte aşırı kuruluk veya pullanmayla birlikte kızarıklık varsa bu enfeksiyona işaret edebilir. Genel Halsizlik ve Yorgunluk: Vücudun enfeksiyona karşı tepki vermesi sonucu genel bir halsizlik, yorgunluk hissedebilirsiniz. Bu durum, vücudun enfeksiyonla savaştığını gösteren bir işaret olabilir. Enfeksiyon Şüphesi Durumunda Ne Yapılmalı? Doktorunuza Başvurun: Yukarıdaki belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen saç ekimi yaptırdığınız doktorla iletişime geçmelisiniz. Erken müdahale, enfeksiyonun ilerlemesini önlemek açısından kritik öneme sahiptir. İlaç Kullanımı: Doktorunuz enfeksiyon belirtisi gördüğünde antibiyotik tedavisine başlayabilir. Saç ekimi sonrası enfeksiyon riskine karşı genellikle antibiyotik reçete edilse de, ek bir tedaviye ihtiyaç duyulabilir. Hijyen ve Bakım: Saç ekimi sonrası bakıma dikkat etmek, hijyen kurallarına uymak enfeksiyon riskini azaltır. Önerilen şekilde yıkama ve bakım işlemlerini yapmak önemlidir. Sonuç Saç ekimi sonrası enfeksiyon belirtileri arasında şiddetli kızarıklık, şişlik, ağrı, ateş, irinli akıntı ve halsizlik yer alır. Bu belirtiler fark edildiğinde, vakit kaybetmeden doktora başvurmak ve doğru tedaviye başlamak iyileşme sürecinin sorunsuz ilerlemesini sağlar. Enfeksiyon riski düşük olsa da, doğru bakım ve düzenli kontrollerle bu riski minimuma indirebilirsiniz.Daha Az Göster1 Yazar1 Yorum12Takip
-
lusyus • 2 yıl 3 ay önce •ÜyeDökülen saçlar tekrar çıkar mı, günümüzde saç dökülmesi problemi gittikçe yaygın görülen bir sorun haline gelmiştir. Özellikle genetik tipte saç dökülmesi halka arasında erkek tipi saç dökülmesi olarak bilinen Androgenetik...Devamını OkuDökülen saçlar tekrar çıkar mı, günümüzde saç dökülmesi problemi gittikçe yaygın görülen bir sorun haline gelmiştir. Özellikle genetik tipte saç dökülmesi halka arasında erkek tipi saç dökülmesi olarak bilinen Androgenetik Alopesi kadın - erkek bir çok insanın canını sıkan bir hastalıktır. Saç dökülmesi problemi yaşayan insanların aklındaki ilk soru dökülen saçlar tekrar çıkar mı bu sorunun cevabı sizi memnun edecek hususu konunun ilk satırlarında vermek istiyorum. Saçlarınız dökülmüşse çok geç kalmadan almadan alacağınız bir takım önlemler ile bu saçları yeniden çıkarmanız mümkündür. Bilimsel ilaçlar ile etkinliği kanıtlanmış solüsyonları düzenli kullanım da dökülen kılların yeniden çıktığı gözlenmiştir. Tabi ki bunun olması için kıl köklerinin ölmemiş olması gereklidir. Burada önemli olan husus kılın tekrar çıkması değil saç üretecek kök hücrelerin ne kadar yaşayacağı konusudur. Saç tedavisinde en önemli husus tedavinin yarıda kesilmesi ile çıkan saçlar 6 ay gibi bir sürede yeniden dökülmeye başlamasıdır. Bu nedenle uygulayacağınız tedavileri nasıl ve ne şekilde yapacağınızı bilmeniz, bu konuda biraz araştırma yapıp bilgi sahibi olmalıyız. Eğer ki ben ön bilgiye sahibim diyorsanız yazıyı sonuna kadar okumanızı öneririm. Saçlarımız Hangi Sebepten Dolayı Dökülüyor Saç tedavisine başlamadan önce ilk yapmamız gereken kadın ve erkek olsun saç dökülme sebebini bulmamız gerekiyor. İlk bakışta hangi tip olduğunu anlamanız mümkündür ama sorunun kökenine indiğinizde bir çok dökülme tipi olduğunu görebilirsiniz. Her saç dökülmesinin tedavisi farklı şekilde yapılmaktadır. Dökülmelerin şekline bakarak ve aile bireylerinde dökülmeler var mı bu anladıktan sonra aklınıza bir takım cevaplar gelebilir. Baba ya da annenizde genel açılma gibi oluşan saç dökülmeleri oluşmuşsa yani kellik ya da seyrelme bu genetik etkenler sizi de etkileyebilir. Bu konuda kesin bir cevap bulmak yani dökülme tipini öğrenmek için bu alanda bir uzmandan yardım almanız gerekir. Dökülen saçın yenisi çıkar mı? Evet, genellikle dökülen saçların yerine yeni saçlar çıkar. Ancak bazı durumlarda erkek tipi saç dökülmesi sorunu varsa kalıcı kellik olabilir. Bu durumda etkili saç tedavisi yöntemlerini vakit kaybetmeden uygulamak gerekir. Vitamin eksikliği, seboreik dermatit, sedef, egzama gibi durumlardan dolayı kaynaklanan dökülmeler de belirtiler iyileşince dökülen saçlar tekrar çıkar. Saç Dökülmesi İçin Dermatoloji Uzmanına Muayene Olunmalı Saç dökülmesini önlemek için piyasada bir çok vitamin, şampuan, losyon, yağlar ve kürler bulunmaktadır. Bunları kullanarak saç dökülmesini önleyeceğini umut ederek zaman kaybetmek yerine mutlaka bu alanda uzman bir doktora muayene olmak ve dökülme sebebini öğrenmek doğru bir yaklaşım olacaktır. Muayene olduğunuz doktor size bir takım kan testleri yapacak ya da çeşitli tahliller yaparak sorunun kaynağını öğrenmeye çalışacaktır. Çoğu durumda aile bireylerinde saç dökülmeleri olup olmadığını analiz ederek genetik dökülme teşhisi de koyabilir. Doktorunuz bu konuda sadece muayene değil aynı zamanda çözüme yönelik tedavi programı da belirleyecektir. Genelde yapılan tedaviler de en sık görülen dökülme tiplerine yakından bakalım. Androgenetik Alopesi Yani Erkek Tipi Saç Dökülmesi Yapılan muayene durumlarına en sık karşılaşılan durum genetik ya da halk arasında erkek tip saç dökülmesi görülmektedir. Günümüzde erkeklerde kellik probleminin en önemli haline gelen başlıca sorun erkeklerde %90 yakına dökülme kadınlar da ise %30 ile %40 gibi bir oranda genetik yatkınlığa bağlı oluşan dökülmeler etkilemektedir. Bu duruma göre erkekler araştırmak için özellikle genetik dökülme yönüne ağırlık vererek bilgi sahibi olmalıdır. Bu dökülme tipi ergenlik çağına girmeyle başlayabilir ve yıllar boyu sürerek kişiyi kelliğe kadar götürür. Eğer bu konuda etkinliği kanıtlanmış bilimsel anlamda önlemler alınmadığı takdirde 5 - 10 yıl içinde dökülme şiddetine göre tamamen kellik oluşabilmektedir. Genetik tipte dökülme sorununun kaynağı DHT olarak adlandırılan Dihdrotestosteron olup, bu hormon testosteron hormonun dokular üzerinde daha aktif olması için 5 alfa redüktaz enzimi yardımıyla kıl köklerine zarar vererek onları etkisiz hale getirir. Çözümü ise DHT hormonunu kontrol altına alacak ilaç ya da losyonlar kullanılarak mümkündür. Bu ilaçlar genelde finasterid, dutasterid, ru58841, losyonlar ise procapil, estradiol, saw palmetto, soya isoflavon gibi etkenlerdir. Şampuan ve bitkisel losyonlar bu anlamda işe yaramayacaktır. Kansızlık (Demir Eksikliği) Görülmesi Bu durum genellikle kadınlarda sıklıkla görülen saç dökülmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Kansızlık ve demir eksikliği yanında genetik dökülmede yine kadınlarda da görülmektedir. Bunu önlemek için hanımlar mutlaka bir cildiye uzmanına muayene olmalı dökülme sebebini öğrenmelidir. Dökülmenin sebebi kansızlık olması halinde tedavilerini sonuna kadar sürdürmesi gerekir. Gördüğümüz kadarıyla tedaviye başlayan hanımlar ikinci sefere doktora gitmiyorlar. Eğer tekrar muayene olunsa kan değerleri tam anlamıyla normale dönebilmesi için 6 ila 12 ay arasında düzenli tedavi uygulanması gerekir. Saçkıran, Kaş Kıran, Sakal Kıran Oluşması Bu tip dökülmelerde çok görülmese de sıkça karşılaşılabilen bir dökülme tipidir. Özellikle gençlerde sıkça oluşabilen bu durum aslında sizi çok fazla korkuya ve endişeli bir duruma sevk etmemelidir. Çünkü bu durum %90 oranına geçici olup sadece dikkat etmeniz gereken bazı hususlar vardır. Saç kıran oluşmasının kaynağına baktığımızda genelde stres, korku, üzüntü, endişe, moral bozukluğu vb. gibi durumlar görülür. Dökülen bölgedeki saçlara bağışıklık sistemi onlara savaş açarak yabancı bir madde olarak algılar. Tedavisi oldukça kolaydır, düzenli uygulanan tedaviler ile 1 ile 6 ay gibi bir sürede olumlu sonuçlar görülür. Saç dökülmesi oluşmasında bir çok sebepler bulunabilir, bunlar yanlış ve yetersiz beslenme, hastalıklar Guatr, PKOS, SLE, Diyabet, Liken Planus, Guatr (Hipotiroidi ve Hipertiroidi), Polikistik Over Sendromu (Yumurtalık Kisti), SLE (Sistemik Lupus Eritematozus), Beslenme Bozukluğu Bilinçsiz Diyetler, Kullanılan İlaçlar Kemoterapi, Doğum Kontrol Hapları, Sivilce İlaçları bu gibi durumlardan dolayı dökülmeler oluşabilir. Yapmanız gereken vakit kaybetmeden bir uzmana muayene olmak ve tedaviye başlamaktır.Daha Az Göster3 Yazar2 Yorum44Takip
-
Can • 1 yıl önce •ÜyeHerkese merhabalar, finasterid kullanımıyla ilgili aklıma takılan bir kaç soru sormak istedim. Bundan 2 sene önce saçlarımın normal olmayan şekilde döküldüğünü fark ettim. İlk kez saçımı yıkarken elime çok sayıda...Devamını OkuHerkese merhabalar, finasterid kullanımıyla ilgili aklıma takılan bir kaç soru sormak istedim. Bundan 2 sene önce saçlarımın normal olmayan şekilde döküldüğünü fark ettim. İlk kez saçımı yıkarken elime çok sayıda saç geldiğini bu durumun normal olmadığını fark ettim. Şakaklarımda çok açıklık yok ancak vertex bölgemde incelme oluştuğunu görünce hemen minoxidil %5 kullanmaya başladım. Yaşım 25 ailede kel olan yok sadece babamın yanları biraz açık. Minoxidili 6 aydır kullanıyorum ilk 3 ay baya dökülme yaptı ancak sonradan tekrar toparladı saçlarım baya gürleşti. Çok iyi derecede saç çıkışı yaptı. Bu aralar dökülmeler tekrar başladı minoxil etkisini yitirmiştir söylediler. DHT inhibitör ilaç finasterid kullanmamın daha iyi sonuç vereceğini söylüyorlar. Şimdi finasterid kullananlar vardır forumda nasıl kullanmam gerektiğini, yan etkileri hakkında bilgilendirme yaparsanız çok sevinirim. Cevap veren arkadaşlara teşekkür ederim.Daha Az Göster5 Yazar4 Yorum222Takip
-
lusyus • 3 ay 2 hafta önce •ÜyeAvodart ilacının etken maddesi dutasterid nedir, bu ilaç genellikle prostat büyümesinin tedavisinde ve hormonal saç dökülmesini önlemek amacıyla kullanılan bir ilaçtır. Benign prostat hiperplazisi (BPH) denilen durumda kullanılır. BPH, prostat...Devamını OkuAvodart ilacının etken maddesi dutasterid nedir, bu ilaç genellikle prostat büyümesinin tedavisinde ve hormonal saç dökülmesini önlemek amacıyla kullanılan bir ilaçtır. Benign prostat hiperplazisi (BPH) denilen durumda kullanılır. BPH, prostat bezinin büyümesi sonucu idrar yapma güçlüğüne ve diğer belirtilere neden olan yaygın bir durumdur. Dutasterid, 5-alfa redüktaz inhibitörü adı verilen bir ilaç sınıfına aittir. Bu ilaçlar, erkeklerde prostat bezinde bulunan bir enzim olan 5-alfa redüktazı bloke eder. 5-alfa redüktaz, testosteron hormonunu daha güçlü bir hormon olan dihidrotestosterona (DHT) dönüştürür. DHT, prostat bezinin büyümesine katkıda bulunur. Dutasterid, DHT üretimini azaltarak prostat bezinin boyutunu küçültmeyi ve semptomları hafifletmeyi amaçlar. Dutasterid nasıl kullanılır? Dutasterid, genellikle prostat büyümesini tedavi etmek veya saç dökülmesini engellemek için kullanılan bir ilaçtır. Kullanımıyla ilgili en doğru bilgileri sağlamak için, öncelikle bir doktora danışmanız önemlidir. Ancak genel kullanım talimatları aşağıdaki gibi olabilir: Doktorunuzun verdiği talimatlara uygun olarak dutasteridi kullanmaya başlayın ve dozajı kesinlikle aşmayın. Talimatlar doğrultusunda genellikle günde bir kez 0,5 mg dutasterid alınır. Saç dökülmesi için üç güne 1 kullanılabilir. Yemeklerle birlikte veya yemeklerden sonra almanız gerekebilir. Doktorunuz size en uygun kullanım şeklini belirleyecektir. Dutasteridi düzenli olarak kullanın. Kullanımınızı düzenli bir şekilde sürdürmek, en iyi sonuçları elde etmenizi sağlar. İlaçla birlikte bir bardak su alın. İlacı çiğnemeyin, kırpmayın veya ezerek yutmayın. Bütün olarak yutmanız önemlidir. Yan etkiler veya herhangi bir sorunla karşılaşırsanız derhal doktorunuza başvurun. İlacın kullanımı sırasında herhangi bir alerjik reaksiyon, ciddi yan etkiler veya rahatsızlık hissi yaşarsanız, tıbbi yardım almanız önemlidir. Kullanmayı unutursanız, mümkün olan en kısa sürede hatırlayıp ilacınızı alın. Ancak bir sonraki doza çok yakınsanız, atlamanızı ve düzenli programınıza devam etmenizi öneririm. Çift doz almayın. İlacın kullanımını sonlandırmadan önce doktorunuza danışın. Dutasterid kullanımını durdurmadan önce doktorunuzun talimatlarını izleyin. Ani olarak durdurmak bazı sorunlara neden olabilir. Dutasterid ne zaman etki eder? Dutasterid'in etkilerini görmek için zaman gerekmektedir. İlaç genellikle prostat büyümesini yavaşlatır ve semptomları hafifletir, ancak tam etkisi için zaman alır. İlk etkileri bazı kişilerde birkaç hafta içinde fark edilebilirken, tam etkiyi görmek için genellikle 3 ila 6 ay sürebilir. Bazı durumlarda, tam etkiyi görmek için 12 ay veya daha uzun bir süre gerekebilir. Dutasterid'i düzenli olarak kullanmanız ve doktorunuzun talimatlarını takip etmeniz önemlidir. İlacın tam etkisini değerlendirmek için düzenli muayeneler yapılabilir ve prostat bezinin boyutu ve semptomları izlenebilir. Eğer dutasterid kullanıyorsanız ve beklenen etkiyi görmüyorsanız, doktorunuzla iletişime geçerek durumu değerlendirmeniz önemlidir. Dutasterid kaç ay kullanılır? Tedavi süresi, hastanın durumuna, semptomlara ve doktorun önerilerine bağlı olarak değişebilir. Genellikle dutasterid tedavisi, semptomların kontrol altına alınması ve prostat boyutunun azalması için uzun süreli bir tedavi gerektirir. Dutasterid tedavisi genellikle en az altı ay sürer. Bununla birlikte, bazı durumlarda tedavi süresi daha uzun olabilir. Doktorunuz, durumunuza göre sizin için uygun olan tedavi süresini belirleyecektir. Düzenli olarak doktorunuzla iletişim halinde olmalı ve tedavinizin etkinliği hakkında geri bildirimde bulunmalısınız. Dutasterid dökülen saçları çıkarır mı? Dutasterid, saç dökülmesini tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Ancak, dutasterid saç dökülmesini tamamen durdurmak veya kaybedilen saçları geri getirmek için kullanılan bir tedavi değildir. Dutasterid aynı zamanda erkek tipi kellik (androgenetik alopesi) tedavisinde de kullanılmaktadır. Androgenetik alopesi, erkeklerde saç dökülmesinin yaygın bir nedenidir. Dutasterid, saç dökülmesinin ilerlemesini yavaşlatabilir, saç köklerini güçlendirebilir ve bazı durumlarda yeni saç büyümesine katkıda bulunabilir. Ancak, kaybedilen saçları tamamen geri getirme garantisi yoktur. Dutasterid yan etkileri nelerdir? Dutasterid kullanımı bazı yan etkilere neden olabilir. İşte yaygın olarak bildirilen dutasterid yan etkileri: Cinsel işlev bozuklukları: Dutasterid kullanımı, cinsel istekte azalma, erektil disfonksiyon (sertleşme sorunu) ve semen hacminde azalma gibi cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir. Göğüs hassasiyeti ve büyüme: Bazı erkeklerde dutasterid kullanımıyla birlikte meme dokusunda hassasiyet veya büyüme meydana gelebilir. Bu durum nadirdir, ancak doktorunuza bildirmeniz önemlidir. Testosteron seviyelerinde azalma: Dutasterid, testosteronun dihidrotestosterona (DHT) dönüşümünü azaltır. Bu durum bazı erkeklerde testosteron seviyelerinde düşüşe neden olabilir. Testosteron düşüklüğü belirtileri arasında enerji düşüklüğü, libido azalması ve depresyon bulunabilir. Yorgunluk: Dutasterid kullanırken bazı kişilerde yorgunluk veya halsizlik hissi oluşabilir. Baş ağrısı: Dutasterid kullanımı bazı kişilerde baş ağrısı yapabilir. Mide rahatsızlığı: Dutasterid kullanımı sırasında bazı kişilerde mide bulantısı, karın ağrısı veya sindirim sorunları meydana gelebilir. Bu yan etkiler genellikle hafiftir ve çoğu kişi için ciddi bir sorun oluşturmaz. Dutasterid yan etkileri ne zaman geçer? Dutasterid'in yan etkileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazı insanlarda yan etkiler hiç ortaya çıkmayabilir. Yan etkilerin ne zaman geçeceği de kişinin vücut yapısı, ilacı aldığı süre ve dozajı gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Genellikle dutasterid'in yan etkileri, ilacı almaya başladıktan birkaç gün veya hafta sonra ortaya çıkar ve tedaviye devam edildikçe azalabilir. Yan etkilerin ne zaman geçeceği konusunda kesin bir zaman çizelgesi vermek zordur. Eğer dutasterid kullanıyorsanız ve yan etkilerden rahatsızlık duyuyorsanız, en iyisi doktorunuzla konuşmak ve durumu değerlendirmektir. Genellikle yan etkiler 4. aydan sonra giderek azalır. Dutasterid kullananlar iyi sonuçlar elde ettiyseniz, lütfen düşüncelerinizi yorumlarınızı konudan paylaşarak seçim yapacak diğer kullanıcılara yardımcı olun.Daha Az Göster4 Yazar4 Yorum202Takip
-
lusyus • 1 yıl 4 ay önce •ÜyeGenetik saç dökülmesini önlemek için 10 etkili çözüm önerisini sizler için bir araya getirip sağlıklı saçlara kavuşmanın püf noktalarını açıklamaya çalıştık. Günümüzde saç dökülmesi başta erkek tipi olmak üzere çok...Devamını OkuGenetik saç dökülmesini önlemek için 10 etkili çözüm önerisini sizler için bir araya getirip sağlıklı saçlara kavuşmanın püf noktalarını açıklamaya çalıştık. Günümüzde saç dökülmesi başta erkek tipi olmak üzere çok yaygınlaşmış duruma gelmiştir. Özellikle erkeklerde görülme oranın kadınlara göre daha yüksektir. En sık görüleni androgenetik alopesi yani genetik hormonal dökülmeler ilk sırayı almaktadır. Daha sonrakiler vitamin eksikliği, tiroid hormonu sebebiyle, saç kıran, yanlış ürün kullanımı, saça uygulanan fön gibi uygulamalar ve mevsimsel değişimler gibi sıralanabilir. Saç dökülmesi nasıl engellenir azaltılabilir bunları maddeler haline açıklayalım. Saç Dökülmesini Önlemek İçin 10 Altın Kural Saç dökülmesini önlemek için aşağıda 10 çözüm yolunu bulabilirsiniz: Dengeli ve sağlıklı beslenme, sağlıklı bir diyet, saç sağlığını desteklemek için önemlidir. Protein, demir, çinko, omega-3 yağ asitleri, B vitaminleri, C vitamini ve E vitamini gibi besinleri içeren bir beslenme planı benimseyin. Saçınıza zarar vermeyin, saçınızı sıkı toplamalar, sıcak saç şekillendirme aletleri ve sık sık kimyasal işlemler gibi zararlı uygulamalardan kaçının. Saçınıza nazik davranmaya özen gösterin. Stres yönetimi, kuronik stres saç dökülmesine neden olabilir. Stresi azaltmak için egzersiz, meditasyon, derin nefes alma ve stres yönetimi tekniklerini deneyin. Düzenli saç bakımı, saçınızı düzenli olarak yıkayın ve saç derisini temiz tutun. Saç bakım ürünleri seçerken doğal ve saç tipinize uygun olanları tercih edin. Sağlıklı yaşam tarzı, sigara içmek ve aşırı alkol tüketmek saç sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu alışkanlıklardan kaçınmaya çalışın. Sağlık durumunuza dikkat edinz saç dökülmesinin bazı tıbbi nedenleri olabilir. Şüpheleniyorsanız bir doktora danışarak sağlık durumunuzu kontrol ettirin. Saç derisini masaj yapın, saç derisine hafif masaj yapmak, kan dolaşımını artırabilir ve saç foliküllerini uyarabilir. Saç bakım ürünleriyle birlikte saç derisine masaj yapmayı deneyin. Düzenli egzersiz, düzenli egzersiz yapmak, genel sağlığı iyileştirir ve saç sağlığını destekler. Kan dolaşımını artırarak saç köklerine daha iyi besin ve oksijen taşınmasını sağlar. Sağlıklı uyku düzeni, yeterli ve kaliteli uyku, saç sağlığı için önemlidir. Vücudunuzun dinlenmesine ve iyileşmesine yardımcı olur. Saç dökülmesi tedavileri, saç dökülmesi probleminiz şiddetliyse veya önlemler sonuç vermiyorsa, bir uzmana danışarak saç dökülmesi tedavileri hakkında bilgi alabilirsiniz. Örneğin, minoksidil veya finasterid gibi ilaçlar, saç dökülmesini durdurmada etkili olabilir. Hangi Vitaminler Saça İyi Gelir? Saç sağlığı, genel sağlık durumumuzun önemli bir göstergesidir ve saçlarımızın güçlü, parlak ve sağlıklı kalması için doğru beslenme hayati önem taşır. Saç sağlığını destekleyen ve saçın daha hızlı ve sağlıklı uzamasına yardımcı olan bazı temel vitaminler bulunmaktadır. İşte saç sağlığına iyi gelen başlıca vitaminler ve doğal kaynakları: 1. Biotin (B7 Vitamini) Biotin, saç sağlığı için en önemli vitaminlerden biridir. Saçın güçlenmesine, kalınlaşmasına ve sağlıklı uzamasına yardımcı olur. Biotin eksikliği, saç dökülmesine ve saçların zayıf olmasına yol açabilir. Doğal Kaynakları: - Yumurta sarısı - Badem, ceviz - Avokado - Bütün tahıllar - Muz - Karnabahar 2. E Vitamini E vitamini, saç derisini nemlendirir ve saç köklerine kan akışını artırarak saçın sağlıklı uzamasını teşvik eder. Ayrıca güçlü bir antioksidandır ve serbest radikallerin zararlı etkilerini azaltır. Doğal Kaynakları: - Ayçiçeği çekirdeği - Badem - Ispanak - Avokado - Zeytinyağı 3. C Vitamini C vitamini, saç foliküllerinde kolajen üretimini destekleyerek saçın güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar. Ayrıca demir emilimini artırarak saç dökülmesini önler. Doğal Kaynakları: - Portakal, limon, greyfurt gibi narenciyeler - Çilek - Kivi - Biber - Ispanak 4. D Vitamini D vitamini, saç köklerinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. D vitamini eksikliği, saç dökülmesine yol açabilir. Doğal Kaynakları: - Güneş ışığı (en doğal kaynak) - Yağlı balıklar (somon, uskumru) - Karaciğer - Yumurta sarısı - Takviye edilmiş süt ve süt ürünleri 5. A Vitamini A vitamini, saç derisinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur ve saç köklerinin nemli kalmasını sağlar. Bu vitamin, sebum üretimini artırarak saçın doğal nem dengesini korur. Doğal Kaynakları: - Havuç - Tatlı patates - Ispanak - Kabak - Kantalup kavunu 6. B Vitamini Kompleksi (B1, B2, B3, B5, B6, B12) B vitamini kompleksi, saç sağlığı için önemli bir rol oynar. Bu vitaminler, saç foliküllerine kan akışını artırır, saçın sağlıklı uzamasını teşvik eder ve saç dökülmesini önler. Doğal Kaynakları: - Et, tavuk ve balık - Tam tahıllar - Baklagiller - Süt ve süt ürünleri - Yumurta 7. Demir Demir, saç köklerine oksijen taşınmasında önemli bir rol oynar. Demir eksikliği, saç dökülmesine yol açabilir. Doğal Kaynakları: - Kırmızı et - Ispanak - Mercimek - Nohut - Kabak çekirdeği 8. Çinko Çinko, saçın onarımı ve büyümesi için gereklidir. Ayrıca saç foliküllerinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Doğal Kaynakları: - Kabak çekirdeği - Mercimek - Kaju fıstığı - Ispanak - Kırmızı et Genel Olarak ve Sık Sorulan Sorular (SSS) Saç sağlığı için dengeli ve çeşitli bir beslenme alışkanlığı edinmek önemlidir. Doğal gıdalardan alınan vitaminler, saçın güçlü, sağlıklı ve parlak kalmasına yardımcı olur. Bu vitaminleri içeren gıdaları düzenli olarak tüketmek, saç sağlığınızı korumanıza ve iyileştirmenize yardımcı olabilir. Genetik saç dökülmesi olduğunu nasıl anlarız? Genetik saç dökülmesinde erken teşhis önemli. Saçlarınız cansızlaştıysa, günde 100-150 saç telinden fazla saç kaybı yaşıyorsanız özellikle şakaklarda açılmalar geriye doğru Mmtipi bir görünüm oluştuysa vakit kaybetmeden doktora muyane olun. Erkeklerde kellik kaç yaşında başlar? Erkeklerin %60'ında 30'lu yaşlar %40'ında 30'lu yaş sonrasında kendisini göstermeye başlar. Erkeklerde kellik sebebi olan androgenetik alopes erkeklerin %25 'inde 25 yaş öncesi %40'ında 40 yaş öncesi % 50'sinde 50 yaşı öncesinde görülmektedir. Erkek tipi saç dökülmesi durdurulabilir mi? Erkek tipi saçların dökülmesinde her ne kadar ilaçlı tedaviler olsada çeşitli doğal yöntemler uygulanarak en etkin sonuç alınabilir. Bunların sık kullanılanı kafein, arginine, ginkgo biloba, biberiye yağı, nane yağı gibi uygulamalardır.Daha Az Göster2 Yazar1 Yorum32Takip
-
Timur • 2 ay 2 hafta önce •ÜyeDivina tablet, genellikle kadınlarda menopoz döneminde hormon replasman tedavisi (HRT) için kullanılan bir ilaçtır. Menopoz, kadınların yaşlandıkça doğal olarak yaşadıkları bir süreç olup, östrojen ve progesteron hormonlarının azalmasıyla karakterizedir. Bu...Devamını OkuDivina tablet, genellikle kadınlarda menopoz döneminde hormon replasman tedavisi (HRT) için kullanılan bir ilaçtır. Menopoz, kadınların yaşlandıkça doğal olarak yaşadıkları bir süreç olup, östrojen ve progesteron hormonlarının azalmasıyla karakterizedir. Bu hormonların azalması, sıcak basmaları, gece terlemeleri, vajinal kuruluk, kemik yoğunluğunun azalması ve ruh hali değişiklikleri gibi çeşitli semptomlara yol açabilir. Divina tablet, bu semptomların yönetilmesine yardımcı olur. İçerik ve Kullanımı Divina tablet, iki farklı aktif bileşen içerir: östradiol ve medroksiprogesteron asetat. Bu bileşenlerin kombinasyonu, vücudun doğal olarak ürettiği östrojen ve progesteron hormonlarının yerine geçer. Östradiol: Her tablet 2 mg estradiol valerat içerir. Bu, insan vücudunda doğal olarak bulunan bir östrojen formudur. Östrojen, kadın üreme sisteminin sağlıklı işleyişi için gereklidir. Menopoz sırasında östrojen seviyeleri düştüğünde, bu eksikliği yerine koymak için kullanılır. Medroksiprogesteron Asetat: Her tablet 10 mg medroksiprogesteron asetat içerir. Bu, progesteronun sentetik bir formudur. Östrojenin etkilerini dengeler ve rahim iç tabakasının (endometrium) aşırı büyümesini önler, bu da rahim kanseri riskini azaltabilir. Kullanım Talimatları Divina tabletler genellikle 21 günlük bir döngü halinde kullanılır. Bir paket, her biri bir tablet içeren 21 tablet içerir. 21 günlük kullanımdan sonra 7 günlük bir ara verilir ve bu döngü tekrar edilir. Kullanım talimatları doktorun önerilerine göre değişebilir, bu nedenle her zaman doktorunuzun talimatlarına uymanız önemlidir. Saça Faydaları Divina tabletin doğrudan saç sağlığı üzerindeki etkileri sınırlıdır, ancak dolaylı yoldan bazı faydalar sağlayabilir. Menopoz döneminde hormonal değişiklikler, saç dökülmesi ve saçın incelmesi gibi sorunlara yol açabilir. Divina tablet, hormon seviyelerini dengeleyerek bu tür saç problemlerini azaltabilir. Ancak, bu ilacın saça doğrudan etkisi hakkında daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç vardır. Yan Etkiler ve Dikkat Edilmesi Gerekenler Divina tablet kullanımının bazı yan etkileri olabilir. Yaygın yan etkiler arasında: Baş ağrısı Mide bulantısı Meme hassasiyeti Karın ağrısı Şişkinlik Nadir fakat ciddi yan etkiler arasında ise kan pıhtıları, kalp krizi ve felç riski artışı bulunabilir. Bu nedenle, özellikle daha önce bu tür sağlık sorunları yaşamış kişilerde dikkatli kullanılmalıdır. Herhangi bir yan etki fark ederseniz, derhal doktorunuza başvurmanız önemlidir. Genel Olarak Divina tablet, menopoz semptomlarını yönetmek için etkili bir tedavi seçeneğidir. İçeriğindeki östradiol ve medroksiprogesteron asetat, hormon seviyelerini dengeleyerek kadınların yaşam kalitesini artırabilir. Ancak, her ilaçta olduğu gibi, kullanmadan önce doktorunuza danışmanız ve talimatlara uymanız önemlidir. Divina tabletin saça doğrudan bir etkisi olmasa da, hormonal dengenin sağlanmasıyla dolaylı olarak saç sağlığında iyileşmeler gözlemlenebilir. Saç için antiandrojen losyon yapıp kullananlar yorumlarını konu altından paylaşabilirler.Daha Az Göster5 Yazar4 Yorum672Takip
-
lusyus • 9 ay 4 hafta önce •ÜyeSaç ekimi sonrası ilk 1 ay içinde ekilen saçlarla birlikte kendi saçlarınız yani ekimden önceki mevcut saçlarınızın bir bölümünde dökülmeler oluşabilir. Ekilen saçlar eski yerlerinden alındıktan sonra kan dolaşımının azalması...Devamını OkuSaç ekimi sonrası ilk 1 ay içinde ekilen saçlarla birlikte kendi saçlarınız yani ekimden önceki mevcut saçlarınızın bir bölümünde dökülmeler oluşabilir. Ekilen saçlar eski yerlerinden alındıktan sonra kan dolaşımının azalması kaynaklı köklerde travma oluşabilir. Bu durumun sonucu olarak yeni yerlerine ekilen saçlar ilk haftalarda şok dökülmeye başlar. Bu süreçte bir saç dökülüp dinlenme aşamasına geçer. Ekim yaptırmadan önce insanların aklına gelen sorulardan birisi olan ekim sonrası kendi saçlarım dökülür mü? Sorunun cevabı olarak evet diyebiliriz. Ekilen bölgelerde mevcut saçlar var ise ve bu alana ekilen greftler kılcar damarda tahribat yaptıysa mevcut saçlarda kan dolaşımı azalması kaynaklı dökülmeler olması muhtemeldir. Dolaşımdaki azalma köklerde beslenme bozukluğu yaparak köke şok olumsuz yönde etki edebilir. Ancak bu durumun oluşması için mevcut kök yerlerine giden kılcar damarların ne kadar zarar gördüğü belirleyici etkendir. Çok fazla saç folikülleri zarar gördüyse dökülmeler fazla olabilir. Bu sorun ekimi yapan ekibin profesyonel olmasına göre değişir. Kullanılan teknik, cihazlar ve tecrübe dökülmeler de belirleyicidir. Seyrek bölgeye saç ekimi yapılırsa var olan kökler zarar görür mü? Saç ekimi işlemi sırasında, seyrek bölgeye yeni saç kökleri ekilirken var olan sağlıklı saç köklerine zarar verme riski düşüktür. Modern saç ekimi teknikleri, mikrocerrahi yöntemler ve özel aletler kullanılarak gerçekleştirildiğinden, komşu bölgelere minimum zarar verme prensibi benimsenir. Saç ekimi sırasında, donör bölgeden (genellikle arka baş veya yan baş bölgelerinden) alınan saç kökleri, seyrek veya kellik yaşanan bölgelere ekilir. Bu köklerin alındığı donör bölge, genellikle genetik olarak kellikle etkilenmeyen sağlıklı saç köklerine sahiptir. Ancak, her cerrahi müdahalede olduğu gibi, saç ekimi işlemi de bazı riskleri içerir. En önemli faktörlerden biri, deneyimli ve uzman bir cerrahın tarafından gerçekleştirilmesidir. Saç ekimi işlemi sonrasında, doğru bakım ve yönetimle var olan saç köklerinin zarar görmesi riski minimaldir. Şok dökülmede var olan saçlar dökülür mü? Şok dökülme, saç ekimi sonrasında geçici bir durumdur ve genellikle yeni ekilen saç köklerinin alışma süreci olarak adlandırılır. Bu süreçte, ekilen saç kökleri eski saçlarınızla birlikte aynı döngüde olmayabilir ve bu nedenle yeni ekilen saçlar dökülebilir. Ancak, var olan sağlıklı saç köklerinin şok dökülmesi, yani ekilen saçların etrafındaki var olan saçların dökülmesi durumu, çok nadir bir durumdur. Genellikle ekim yapılan bölgeyi etkilemez ve geçici bir süreçtir. Şok dökülme genellikle kısa vadeli bir durumdur ve ekilen saçlar bir süre sonra tekrar büyümeye başlar. Bu süre zarfında, ekim yapılan bölgede saç köklerinin tam anlamıyla yerleşmesi ve yeni saçların çıkması beklenir. Saç ekimi sonrası şok dökülmeler 1-3 ay aralığında olmakta, 2 hafta gibi bir zaman zarfında sürecini tamamlamaktadır. Yine de, her cerrahi müdahalede olduğu gibi, bu süreçte doğru bakım ve yönetim önemlidir, ve herhangi bir endişe durumunda cerrahınıza başvurmanız önemlidir. Saç ekiminden sonra iyileşme süreci Saç ekimi sonrasında iyileşme süreci, genellikle birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişen bir zaman dilimini kapsar. İşte saç ekimi sonrasında beklenen iyileşme sürecinin genel aşamaları: İlk Günler ve Haftalar: Operasyon Sonrası Hemen: Saç ekimi sonrasında operasyon bölgesi genellikle kızarık, şiş ve hassas olabilir. Cerrahi alanın iyileşmesi için dinlenme ve temkinli hareket etme önemlidir. Kabuk Oluşumu: Ekilen saç kökleri etrafında kabuklar oluşabilir. Bu normal bir iyileşme sürecidir. İlk Haftalar: Saç Yıkama: Genellikle operasyon sonrası birkaç gün içinde, cerrahın önerdiği şekilde hafifçe saç yıkama işlemine başlanabilir. Şişlik ve Kızarıklık Azalır: Operasyon bölgesindeki şişlik ve kızarıklık zamanla azalır. İlk Ay: Şok Dökülme: Yeni ekilen saçlar, şok dökülme adı verilen geçici bir dökülme sürecinden geçebilir. Bu normal bir reaksiyondur ve genellikle saç kökleri kendi başlarına tekrar büyümeye başlar. İlk Belirgin Büyüme: Bazı kişilerde, ekilen saçlar ilk aydan itibaren belirgin bir şekilde uzamaya başlayabilir. İlk Aylar: İlk 3 Ay: Saç kökleri genellikle dinlenme fazına geçer ve bu süre zarfında yeni saçlar belirgin hale gelmez. 3-6 Ay: Yavaş yavaş, ekilen saçlar uzamaya ve kalınlaşmaya başlar. 6 Ay ve Sonrası: Tam İyileşme: Yeni ekilen saçlar genellikle 6 aydan itibaren tamamen çıkabilir ve ilk yıl boyunca kalitesi artabilir. Sonuçların İyileşmesi: İlk yıl sonunda saç ekimi sonuçları genellikle iyileşir ve tam sonuçlar gözlemlenir. İyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir ve cerrahınızın önerilerine uyum sağlamak önemlidir. Ayrıca, herhangi bir endişe durumunda, cerrahınıza başvurmak her zaman en iyi çözümdür.Daha Az Göster3 Yazar2 Yorum53Takip
-
lusyus • 3 ay 1 hafta önce •ÜyeSaç derisindeki yağ bezeleri, genellikle iyi huylu ve zararsız olsalar da rahatsız edici olabilir. Bu bezeler, saç foliküllerinde veya cilt altındaki yağ bezlerinde birikmiş yağ ve keratinin sonucu olarak oluşur....Devamını OkuSaç derisindeki yağ bezeleri, genellikle iyi huylu ve zararsız olsalar da rahatsız edici olabilir. Bu bezeler, saç foliküllerinde veya cilt altındaki yağ bezlerinde birikmiş yağ ve keratinin sonucu olarak oluşur. Saç derisindeki yağ bezesi nedir? Saç derisindeki yağ bezesi, genellikle "seboreik kist" veya "epidermoid kist" olarak bilinen, cilt altında oluşan küçük, yuvarlak ve sert bir şişliktir. Bu bezeler, cilt altındaki yağ bezlerinin veya saç foliküllerinin tıkanması sonucu ortaya çıkar. İşte bu bezelerin bazı özellikleri: Yağ Bezesinin Özellikleri Büyüklük ve Görünüm: Genellikle 1-2 santimetre çapında, yuvarlak ve sert bir şişlik şeklinde görünür. Genellikle cilt rengiyle uyumlu olabilir, ancak bazen cilt renginden biraz daha koyu olabilir. İçerik: Bu bezeler, yağ ve keratin adı verilen proteinlerle doludur. Keratin, ciltte ve saçta bulunan bir protein türüdür. Bezelerin içinde biriken bu maddeler, sertleşebilir ve kist halini alabilir. Belirtiler: Çoğu zaman ağrısızdır, ancak bazı durumlarda enfekte olabilir ve bu da kızarıklık, şişlik ve ağrıya neden olabilir. Enfekte bezeler genellikle daha hassas ve acılı olabilir. Nedenleri: Saç derisindeki yağ bezeleri, genellikle cilt altındaki yağ bezlerinin tıkanması sonucu oluşur. Ayrıca, saç foliküllerinin tıkanması, ciltteki hasar veya genetik faktörler de etkili olabilir. Tedavi: Çoğu yağ beze, tıbbi müdahale gerektirmeden kendi kendine iyileşebilir. Ancak, enfekte veya büyüyen bezeler, doktor müdahalesi gerektirebilir. Tedavi yöntemleri arasında cerrahi müdahale, ilaçlı tedavi veya lazerle müdahale bulunabilir. İşte saç derisindeki yağ bezelerinden kurtulmak için uygulayabileceğiniz bazı yöntemler: 1. Düzenli Temizlik Saç derinizi düzenli olarak temizlemek, fazla yağ ve kirin birikmesini önleyebilir. Yumuşak bir şampuan kullanarak saç derinizi nazikçe temizleyin. Özellikle sebum üretimini kontrol altına almak için yağlı saç tipine uygun ürünleri tercih edebilirsiniz. 2. Peeling ve Eksfoliasyon Saç derisine haftada bir veya iki kez hafif bir peeling uygulamak, ölü hücreleri ve yağ birikintilerini temizlemeye yardımcı olabilir. Doğal içerikli veya kimyasal peeling ürünleri kullanabilirsiniz. Ancak, aşırıya kaçmamak ve saç derisini tahriş etmemek önemlidir. 3. Doğal Yağlar ve Maskeler Saç derisini nemlendirmek ve yağ dengesini düzenlemek için doğal yağlar kullanabilirsiniz. Çay ağacı yağı, lavanta yağı veya aloe vera jeli, anti-enflamatuar ve antibakteriyel özelliklere sahiptir ve saç derisindeki bezeleri hafifletebilir. Bu yağları masaj yaparak saç derinize uygulayın ve birkaç saat beklettikten sonra yıkayın. 4. Sağlıklı Beslenme Sağlıklı bir diyet, cildinizin ve saç derinizin genel sağlığını olumlu yönde etkiler. Bol su içmek ve vitamin açısından zengin besinler tüketmek, saç derinizdeki yağ bezelerinin azalmasına yardımcı olabilir. Özellikle A ve E vitaminleri saç sağlığını destekler. 5. Tıbbi Yardım Eğer saç derinizdeki yağ bezeleri rahatsız edici bir hale gelirse veya evde uyguladığınız yöntemlerle düzelmiyorsa, bir dermatologdan profesyonel yardım almanız gerekebilir. Doktorunuz, bezelerin büyüklüğüne ve türüne bağlı olarak uygun tedavi yöntemlerini önerir. Genel Olarak Saç derisindeki yağ bezeleri genellikle ciddi sağlık sorunlarına işaret etmez, ancak estetik ve rahatlık açısından rahatsızlık yaratabilir. Düzenli temizlik, doğal yağlar ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile bu bezelerin görünümünü azaltabilir ve saç derinizi daha sağlıklı hale getirebilirsiniz. Eğer sorununuz devam ederse, profesyonel bir dermatologdan destek almak en iyi çözüm olacaktır.Daha Az Göster2 Yazar1 Yorum20Takip
-
Timur • 2 ay 1 hafta önce •ÜyeNane yağı (peppermint oil), özellikle saç sağlığı ve saç uzaması konusunda son yıllarda ilgi görmeye başlamış doğal bir yağdır. İçeriğinde bulunan mentol sayesinde saç derisini canlandırıcı ve ferahlatıcı etkisi vardır....Devamını OkuNane yağı (peppermint oil), özellikle saç sağlığı ve saç uzaması konusunda son yıllarda ilgi görmeye başlamış doğal bir yağdır. İçeriğinde bulunan mentol sayesinde saç derisini canlandırıcı ve ferahlatıcı etkisi vardır. Ancak, nane yağının gerçekten saç çıkarıp çıkarmadığı konusu bilimsel olarak tam olarak kanıtlanmış değildir. Yine de, nane yağının saç sağlığı üzerindeki potansiyel faydalarına dair bazı ipuçları mevcuttur. Nane Yağı Saç Güçlendirici Etkisi Nane yağı, saç sağlığına olumlu etkileriyle bilinen doğal bir üründür. İçeriğindeki mentol sayesinde saç derisini uyararak kan dolaşımını artırır. Bu, saç köklerinin daha iyi beslenmesini sağlar ve saçların daha sağlıklı uzamasına katkıda bulunur. Ayrıca, nane yağı antimikrobiyal özellikleriyle saç derisindeki bakteri ve mantarları azaltarak kepek oluşumunu önler ve saç köklerini güçlendirir. Düzenli kullanımda, saç tellerini güçlendirebilir ve saçların daha dolgun ve parlak görünmesine yardımcı olabilir. Taşıyıcı yağlarla karıştırılarak saç derisine uygulanması tavsiye edilir. Nane Yağının Saç Sağlığına Etkileri Kan Dolaşımını Artırır: Nane yağı, saç derisine uygulandığında kan dolaşımını artırarak saç köklerinin daha iyi beslenmesini sağlayabilir. Bu durum, saçların daha sağlıklı bir şekilde uzamasına yardımcı olabilir. Yeterli besin ve oksijen alan saç kökleri, saçın büyüme döngüsünü destekler. Saç Dökülmesini Azaltabilir: Nane yağının içerdiği mentol, saç derisini rahatlatır ve kepek gibi problemleri azaltabilir. Kepek, saç dökülmesine yol açabilecek bir durumdur. Nane yağının düzenli kullanımı ile saç dökülmesinin azalması mümkündür. Antimikrobiyal Özellikler: Nane yağı, antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Bu sayede saç derisindeki bakterilerle ve mantarlarla savaşarak, sağlıklı bir saç derisi ortamı oluşturur. Sağlıklı bir saç derisi, saç büyümesi için gerekli olan uygun koşulları sağlar. Saç Tellerini Güçlendirir: Nane yağı, saç tellerinin güçlenmesine yardımcı olabilir. Güçlü saç telleri, daha az kırılır ve kopar, bu da saçın daha dolgun görünmesine katkıda bulunur. Nane Yağı Nasıl Kullanılır? Nane yağı, saf haliyle kullanıldığında oldukça yoğundur ve doğrudan saç derisine uygulamak tahrişe yol açabilir. Bu nedenle, taşıyıcı bir yağ ile karıştırarak kullanmak en iyisidir. Örneğin, hindistancevizi yağı, zeytinyağı ya da jojoba yağı gibi yağlarla karıştırarak, saç derinize masaj yapabilirsiniz. Bu uygulama haftada 2-3 kez tekrarlanabilir. Genel Olarak Nane yağı, saç sağlığını destekleyici birçok özelliğe sahip olsa da, saç çıkarma konusunda mucizevi bir çözüm olarak görülmemelidir. Eğer saç dökülmesi yaşıyorsanız, nane yağı gibi doğal yöntemleri denemek faydalı olabilir ancak bu tür doğal çözümleri kullanmadan önce bir dermatoloğa danışmak her zaman en iyisidir. Saç dökülmesi, birçok farklı faktörden kaynaklanabilir ve tedavisi kişiye özel olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı beslenme, stresten uzak durma ve doğru saç bakım rutini, sağlıklı ve güçlü saçlar için en önemli adımlardır. Nane yağı bu rutine eklenebilecek güzel bir takviye olabilirDaha Az Göster3 Yazar2 Yorum49Takip
-
Hakan • 2 ay 1 hafta önce •ÜyeSetipiprant, genellikle alerjik rinit ve diğer inflamatuar hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Ancak, Türkiye'de Setipiprant'ın satışıyla ilgili güncel bilgi almak bazen zor olabilir. Fiyatlar, ilaçların devlet destekli sağlık sistemleri ve...Devamını OkuSetipiprant, genellikle alerjik rinit ve diğer inflamatuar hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Ancak, Türkiye'de Setipiprant'ın satışıyla ilgili güncel bilgi almak bazen zor olabilir. Fiyatlar, ilaçların devlet destekli sağlık sistemleri ve sigorta kapsamına göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca, ilaçların piyasada bulunabilirliği ve fiyatları, ithalat, yerel düzenlemeler ve eczane politikalarına bağlı olarak dalgalanabilir. Setipiprant, prostaglandin D2 (PGD2) inhibitörü olarak sınıflandırılan bir ilaçtır. Prostaglandin D2, çeşitli inflamatuar ve alerjik reaksiyonlarda rol oynayan bir bileşendir. Setipiprant, bu bileşenin etkilerini engelleyerek, özellikle alerjik rinit gibi durumlarda semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu tür ilaçlar genellikle alerjik yanıtların yönetiminde kullanılmakta olup, PGD2'nin etkilerini azaltarak inflamasyonu ve diğer belirtileri kontrol etmeye çalışır. Setipiprant’ın etkinliği ve kullanımıyla ilgili detaylı bilgiler, ilgili klinik çalışmalar ve doktor önerileriyle değerlendirilmelidir. Arkadaşlar setipiprant satın alıp kullanmayı düşünüyorum ancak bir türlü bu etken maddeye ulaşamadım. Türkiye'de satan bir yer bulamadım maalesef sizin bildiğiniz bir yer var mı? Yurt dışı sitelerde satılıyor Alibaba, AliExpress yada diğer yabancı sitelerde satışı ancak fiyatı dolar kuruna bağlı olduğu için çok yükseliyor. Uygun fiyata nereden temin edebilirim?Daha Az Göster2 Yazar1 Yorum24Takip
-
Merdan • 2 ay 1 hafta önce •ÜyeMerhaba arkadaşlar, son zamanlarda pirinç sabunu hakkında birçok şey duydum ve kullanmayı düşünüyorum. Kullananlarınız varsa, pirinç sabunu hakkında deneyimlerinizi paylaşır mısınız? Cildinizde nasıl bir etkisi oldu? Memnun kaldınız mı, yoksa...Devamını OkuMerhaba arkadaşlar, son zamanlarda pirinç sabunu hakkında birçok şey duydum ve kullanmayı düşünüyorum. Kullananlarınız varsa, pirinç sabunu hakkında deneyimlerinizi paylaşır mısınız? Cildinizde nasıl bir etkisi oldu? Memnun kaldınız mı, yoksa herhangi bir olumsuz etki yaşadınız mı? Pirinç sabununun cilt bakımındaki faydaları ve olası yan etkileri hakkında bilgi verebilir misiniz? Pirinç sabunu, son zamanlarda popüler hale gelmiş bir cilt bakım ürünüdür. Çoğu kullanıcı, pirinç sabununun ciltteki lekeleri ve pigmentasyon problemlerini azaltmaya, cildin daha parlak ve sağlıklı görünmesine yardımcı olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, ciltteki ölü hücrelerin atılmasına ve cilt dokusunun iyileşmesine yardımcı olabilir. Ancak, her cilt tipi farklıdır ve herkesin cilt tepkileri farklı olabilir. Bu nedenle, pirinç sabunu kullanmadan önce cilt tipinize uygun olup olmadığını test etmek önemlidir. Şimdiden cevaplarınız için teşekkürler.Daha Az Göster3 Yazar2 Yorum37Takip
-
Zhons • 2 ay 1 hafta önce •Üyeİstanbul Ataşehir'de bulunan Emphair Saç Ekimi Merkezi, saç ekimi konusunda son yıllarda popüler hale gelen kliniklerden biri. Fiyatları konusunda ise çeşitli faktörler belirleyici olabiliyor. Genel olarak, kullanılan teknik, ekilecek greft...Devamını Okuİstanbul Ataşehir'de bulunan Emphair Saç Ekimi Merkezi, saç ekimi konusunda son yıllarda popüler hale gelen kliniklerden biri. Fiyatları konusunda ise çeşitli faktörler belirleyici olabiliyor. Genel olarak, kullanılan teknik, ekilecek greft sayısı ve doktorun deneyimi gibi unsurlar fiyatların değişmesine neden olabilir. Emphair'de saç ekimi yaptırmayı düşünenler, genellikle bu merkezde fiyatların ne kadar olduğunu merak ediyor. Emphair'in güncel fiyatlarını öğrenmek için doğrudan klinik ile iletişime geçmek en sağlıklı yöntem. Ancak forumlarda ve çeşitli platformlarda paylaşılan bilgilere göre, fiyatların diğer İstanbul’daki kliniklerle rekabetçi olduğu söyleniyor. Ataşehir bölgesinde yer alması ve kaliteli hizmet sunması nedeniyle, özellikle İstanbul'da saç ekimi yaptırmayı düşünenler için cazip bir seçenek olabilir. Fiyatlar konusunda deneyimlerinizi veya duyduklarınızı paylaşın arkadaşlar 1 greft için ne istiyorlar içine prp ilaçlar dahil mi?Daha Az Göster3 Yazar2 Yorum93Takip
-
lusyus • 10 ay önce •ÜyeSaf minoxidil tozu, genellikle saç dökülmesini tedavi etmek veya saç büyümesini teşvik etmek amacıyla kullanılan bir aktif madde olan minoxidil içeren bir üründür. Bu toz, genellikle losyonlar yada spreylere katılarak...Devamını OkuSaf minoxidil tozu, genellikle saç dökülmesini tedavi etmek veya saç büyümesini teşvik etmek amacıyla kullanılan bir aktif madde olan minoxidil içeren bir üründür. Bu toz, genellikle losyonlar yada spreylere katılarak çözülür saç derisine uygulanarak kullanılır. Minoxil saç çıkarıcı olarak güçlü bir etken maddedir. Topikal olarak bölgesel şekilde saçların döküldüğü alanlara sürülerek etki etmesi beklenir. Minoxidil nasıl etki eder? Minoxidil'in tam olarak nasıl çalıştığı tam olarak bilinmemekle birlikte, saç dökülmesini tedavi etmek veya saç büyümesini teşvik etmek için kullanıldığı bilinmektedir. Minoxidil, kan damarlarını genişleterek saç foliküllerine daha fazla kan ve oksijen sağlamaya yardımcı olabilir. Bu, saç foliküllerinin canlanmasına ve saç büyümesinin teşvik edilmesine katkıda bulunabilir. Ayrıca, minoksidilin bir potasyum kanal açıcı olduğu düşünülmektedir, bu da hücre içi kalsiyum düzeyini artırarak saç büyümesini destekleyebilir. Ancak, minoxidilin etkileri bireyden bireye farklılık gösterebilir ve tam olarak nasıl çalıştığı konusunda tam bir anlayış henüz sağlanmamıştır. Minoxidil Tozu Kullanarak Losyon Nasıl Hazırlanır? Minoxidil sprey hazırlamak için internetten yada eczaneden minoxidil hammadde tozu satın aldıktan sonra doğru şekilde çözmek gerekir. Diğer malzemeler etil alkol %96, propilen glikol ve distile su temin etmek gerekir. Losyon yapımı şu şekildedir; Minoxidil sprey yapımı 100 ml için Minoxidil toz %5 için 5 gr %2 için 2 Gr Etil alkol %96 40 ml Propilen glikol 40 ml Distile su 20 ml Minoxil %15 için 15 Gr %10 için 10 Gr katılır Minoxil losyon 60 ml yapımı için Saf minoxidil %5 için 3 gr %2 için 1.2 gr Şişe içine minoxil tozu dökün üzerine propilen glikol ve distile suyu ekleyin. Ocak üzerinde benvari usulü 72-75 derecede 5 dakika şişeyi tutup ısıtın. Kapağı kapatıp çalkalama yapın minoxidil erimesini sağlayın.Renksiz ila hafif sarı renkli topikal solüsyon elde edeceksiniz. Süre sonunda soğumaya alın. Soğuduktan sonra etil alkol katıp kullanın. Bir gün bekletip sabah akşam düzenli olarak uygulayın. Minoxidil saça nasıl uygulanır? Minoxidil genellikle şu adımları içeren bir uygulama sürecine sahiptir: 1. Saçlı Bölgenin Temizlenmesi: Saçlı bölgeyi temizleyerek yağ ve kir gibi engelleyici unsurları giderin. 2. Saçın Kurulanması: Saçın tamamen kuru olduğundan emin olun. Islak saça minoksidil uygulamak önerilmez. 3. Ürün Dozajının Belirlenmesi: Eğer sıvı bir minoksidil ürünü kullanıyorsanız, genellikle özel bir aplikatör veya damlalıkla saçlı bölgeye damlatılır. Eğer köpük formunda bir minoksidil ürünü kullanıyorsanız, elinize bir miktar köpük alıp saçlı bölgeye uygularsınız. Kafada en az 4 saat süre beklemesi gerekir. Erken kuruması etkisini azaltır. 4. Uygulama Bölgesinin Belirlenmesi: Minoxidil, genellikle saç dökülmesinin yoğun olduğu bölgelere uygulanır. Çoğu zaman, saçın seyrek olduğu ön ve üst kısımlara uygulama yapılır. 5. Düzenli Kullanım: Genellikle minoxidil günde bir veya iki kez düzenli olarak uygulanmalıdır. Ancak, spesifik kullanım talimatları ürüne bağlı olarak değişebilir, bu nedenle ürünün etiketini dikkatlice okumak önemlidir. 6. Ellerin Yıkanması: Uygulamadan önce ve sonra ellerinizi iyice yıkamak önemlidir. Böylece minoksidil'in diğer bölgelere bulaşmasını önlemiş olursunuz. Daha etkili sonuç almak için yapılması gerekenler Minoxil kullarak özellikle şakaklarda saç çıkarmak için şu adımları izleyin: Sabah azelderm krem saçların açıldığı bölgelere ince bir tabaka halinde mercimek tanesi kadar sürüp yayın. Ardından 5 dakika sonra minoxidil uygulayın. Azelaik asit kıl kökü iltihabı önleyicidir ve güçlü olarak dht hormonu azaltır, iltihabı durumları önler. Akşam acnelyse krem saçların açıldığı şakak bölgelerine mercimek tanesi kadar ince bir tabaka halinde sürüp yayılır. Ardından 5 dakika sonra minoxidil uygulayın. Retinoik asit hücre yenileyici etkisiyle saç köklerini yenilenmelerini sağlamaya yardımcı olur. Saçlarınızı üç güne ketokonazol içeren bir şampuanla yıkayın. Ketokonazol genetik saç dökülmesini önlemede faydası vardır. Haftada bir defa ketoral krem şakak ve vertex bölgesine sürün. Saçların büyümesini desteklemek için biotin 5000 mcg vitamini kullanmanız yararınıza olur. Günde 1 tane sabah kahvaltıda sonra alabilirsiniz. Diğer dht azaltıcı finasterid yada saç çıkarıcı estradiol losyonlarla beraber dönüşümlü olarak kullanılabilir.Daha Az Göster2 Yazar2 Yorum77Takip
-
lusyus • 2 ay 2 hafta önce •ÜyeBiberiye (Rosmarinus officinalis), Akdeniz bölgesine özgü, aromatik bir bitkidir. Geleneksel tıpta ve mutfakta yaygın olarak kullanılan biberiyenin, saç sağlığı üzerindeki etkileri son yıllarda daha fazla ilgi görmeye başlamıştır. Özellikle biberiye...Devamını OkuBiberiye (Rosmarinus officinalis), Akdeniz bölgesine özgü, aromatik bir bitkidir. Geleneksel tıpta ve mutfakta yaygın olarak kullanılan biberiyenin, saç sağlığı üzerindeki etkileri son yıllarda daha fazla ilgi görmeye başlamıştır. Özellikle biberiye yağı, saç dökülmesini önleme ve saç çıkarmayı destekleme konularında popüler bir doğal çözüm olarak ön plana çıkmaktadır. Peki, biberiye yağı gerçekten saç çıkarır mı? Bu sorunun cevabını bilimsel veriler ve kullanıcı deneyimleri ışığında inceleyelim. Biberiye Yağının Bileşenleri ve Saç Sağlığına Etkileri Biberiye yağının saç çıkarmadaki etkileri; Biberiye yağı, çeşitli antioksidanlar ve anti-inflamatuar bileşenler içerir. Bu bileşenler arasında rosmarinik asit, karnosik asit ve ursolik asit gibi maddeler bulunur. Antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önler ve bu da saç köklerinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Kafa Derisinde Kan Dolaşımını Arttırır: Biberiye yağının saç sağlığı üzerindeki en önemli etkilerinden biri, kafa derisindeki kan dolaşımını arttırmasıdır. İyi bir kan dolaşımı, saç köklerinin daha fazla besin ve oksijen almasını sağlar, bu da saçın daha sağlıklı ve güçlü çıkmasına katkıda bulunur. DHT Bloklama Özelliği: Androgenetik alopesi (erkek tipi saç dökülmesi) genellikle Dihidrotestosteron (DHT) hormonunun saç köklerine zarar vermesi sonucu ortaya çıkar. Bazı araştırmalar, biberiye yağının DHT oluşumunu engelleyebileceğini ve böylece saç dökülmesini azaltabileceğini öne sürmektedir. Antimikrobiyal Özellikler: Biberiye yağının antimikrobiyal özellikleri, kafa derisinde oluşabilecek enfeksiyonları önler ve sağlıklı bir saç büyüme ortamı sağlar. Bilimsel Araştırmalar Biberiye yağının saç çıkarmadaki etkilerini destekleyen bazı bilimsel çalışmalar mevcuttur. Örneğin, 2015 yılında yapılan bir araştırmada, biberiye yağının minoksidil (Rogaine) ile karşılaştırılabilir sonuçlar verdiği bulunmuştur. Araştırmada, androgenetik alopesiye sahip katılımcılar 6 ay boyunca biberiye yağı veya minoksidil kullanmış ve her iki grupta da saç dökülmesinde belirgin bir azalma gözlenmiştir. Kullanıcı Deneyimleri Birçok kullanıcı, biberiye yağının düzenli kullanımı sonrası saçlarında artış ve güçlenme fark ettiklerini bildirmektedir. Biberiye yağını saç derisine masaj yaparak uygulamak ve belirli bir süre bekletmek, optimal sonuçlar elde etmek için önerilen yöntemlerden biridir. Genel Olarak Biberiye yağı, saç dökülmesini azaltma ve saç çıkarmayı destekleme potansiyeline sahip doğal bir üründür. İçeriğindeki antioksidanlar ve anti-inflamatuar bileşenler sayesinde saç köklerini besler ve korur. Bilimsel araştırmalar ve kullanıcı deneyimleri de biberiye yağının saç sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini desteklemektedir. Ancak, herkesin saç yapısı ve dökülme nedeni farklı olduğundan, biberiye yağı kullanmadan önce bir uzmana danışmak faydalı olabilir. Sağlıklı saçlar için, biberiye yağını düzenli olarak kullanmanın yanı sıra dengeli beslenme, yeterli su tüketimi ve stresten uzak durma gibi genel sağlıklı yaşam alışkanlıklarını da ihmal etmemek önemlidir.Daha Az Göster8 Yazar7 Yorum166Takip
-
kelkafa • 2 ay 3 hafta önce •ÜyeMerhaba arkadaşlar, İstanbul'daki bazı eczanelerde oral minoxidil bulmak mümkünmüş, bu konuda deneyimi olan ya da detaylı bilgiye sahip olan varsa paylaşabilir mi? Bildiğim kadarıyla loniten tablet 10 mg diye geçiyor...Devamını OkuMerhaba arkadaşlar, İstanbul'daki bazı eczanelerde oral minoxidil bulmak mümkünmüş, bu konuda deneyimi olan ya da detaylı bilgiye sahip olan varsa paylaşabilir mi? Bildiğim kadarıyla loniten tablet 10 mg diye geçiyor ve günde 5 mg kullanmak yeterli olurmuş. Topikal minoxidilden farkları nedir ve etkileri daha mı iyidir? Kullananlar varsa, tecrübelerini bizimle paylaşabilir mi? Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.Daha Az Göster5 Yazar4 Yorum65Takip
-
lusyus • 9 ay 2 hafta önce •ÜyeProscar saç ekimi sonrası kullanılması önerilen bir ilaçtır, aslen kullanım amacı prostat içindir ancak ilacın etken madde finasterid erkek tipi saç dökülmesinden sorumlu olan dht hormonu etkilerini önemli ölçüde azalttığı...Devamını OkuProscar saç ekimi sonrası kullanılması önerilen bir ilaçtır, aslen kullanım amacı prostat içindir ancak ilacın etken madde finasterid erkek tipi saç dökülmesinden sorumlu olan dht hormonu etkilerini önemli ölçüde azalttığı için androgenetik alopesi tipi saç dökülmesini önlemek içinde kullanılır. Erkeklerde ileriki yaşlarda ortaya çıkan kellik ana sebebi testosteron hormonunun dokularda daha etkin rol alması için dehidroepiandrosteron hormonuna dönüşerek bir takım zincirleme reaksiyon yaparak saç köklerini küçülterek kalıcı olarak saç kaybına neden olduğu bilinmektedir. Dehidroepiandrosteron erkeklerde olduğu kadar kadınlarda da oluşan bir hormondur. Kadınlarda menopoz yaşında saç seyrelmesine neden olur. Dht hormonun saç kökü hücrelerine bağlanarak pgd2 prostaglandin bileşenini artırıcı etkiler yapar. Pgd2 saç kökünün büyümesini zamanla durdurur. Saç ekimi sonrası finasterid neden kullanılır? Saç ekimi sonrası, finasterid genellikle kullanılan bir ilaçtır. Finasterid, androjenetik alopesi olarak bilinen erkek tipi kellik tedavisinde kullanılan bir 5-alfa redüktaz inhibitörüdür. Bu ilaç, saç köklerinin androjen hormonlarına olan duyarlılığını azaltarak saç dökülmesini engellemeye çalışır. Bir çok kişi saç ekimine yönelir ancak var olan saçları ekim sonrasında da dökülmeye devam edeceği için finasterid kullanmak faydalı olacaktır. Finasterid var olan saçların zayıflamasını önleyerek gürleşmesini sağlar. Ekilen saçlarla birlikte var olan saçlar daha güçlü hale gelip sık bir görünüm elde edilebilir. Saç ekimi operasyonu sonrasında finasterid kullanımı, saç nakli yapılan bölgedeki saçların kalıcılığını artırabilir ve mevcut saçların kaybını önleyebilir. Ancak, finasteridin kullanımıyla ilgili potansiyel yan etkiler ve kişisel sağlık durumu göz önüne alınmalıdır. Saç ekimi sonrası finasterid nasıl kullanılır? Finasterid genellikle ağız yoluyla alınan bir ilaçtır ve doktorun reçetesiyle temin edilmelidir. Saç dökülmesi tedavisi için finasterid kullanımı şu şekilde olabilir: Doktorun Talimatlarına Uyun: Doktorunuzun size önerdiği dozu ve kullanım talimatlarını dikkatlice takip edin. Düzenli Kullanım: Genellikle günde bir kez 1 mg yada 1.25 mg alınır. İlaç 5 eşit yada 4 eşit parçaya bölünerek kullanılır. Günün aynı saatinde ve düzenli olarak kullanmaya özen gösterin. Yemekle Alınabilir: Finasterid, yemeklerle birlikte veya aç karnına alınabilir. Ancak, doktorunuzun önerilerine göre kullanmanız önemlidir. Uzun Süreli Kullanım: Finasterid etkisini göstermesi zaman alabilir. Birkaç ay düzenli kullanım sonrasında sonuçları gözlemleyebilirsiniz. Doktora Bildirme: Herhangi bir olumsuz etki veya yan etki hissederseniz, hemen doktorunuza başvurun. Finasterid ne zaman etkisini gösterir? Finasterid'in saç dökülmesi üzerindeki etkisi kişiden kişiye değişebilir ve genellikle zamanla ortaya çıkar. Genellikle, ilacın etkilerini görmek için düzenli ve en az 6 aydan daha uzun süreli bir kullanım gerekebilir. İlacın tam etkilerini görebilmek için 12 ay boyunca kullanılması önerilir. Çoğu durumda, finasterid ile saç dökülmesinin kontrol altına alınması ve mevcut saçların kalıcılığının artması uzun vadede ortaya çıkar. Ancak, herkesin tepkisi farklıdır, bazı kişilerde daha hızlı sonuçlar alınabilirken, diğerlerinde etki daha geç görülebilir veya belirgin olmayabilir. Finasterid bırakınca saçlar dökülür mü? Finasterid, saç dökülmesini azaltmaya veya durdurmaya yönelik bir tedavi olarak kullanıldığında, ilacın etkisi genellikle sürekli kullanıldığı sürece devam eder. Ancak, finasterid kullanımı sonlandırıldığında, tedavinin sağladığı avantajlar zamanla kaybolabilir ve saç dökülmesi tekrar başlayabilir. Finasterid'in etkileri kişiden kişiye değişebilir. Bazı kişiler ilacı bıraktıktan sonra saç kaybının arttığını fark edebilirken, diğerleri etkilerin devam ettiğini görebilir. Bu durum, genetik faktörlere, yaşa ve diğer bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir.Daha Az Göster1 Yazar0 Yorum34Takip
-
lusyus • 1 yıl 1 ay önce •ÜyeŞeker hastaları saç ekimi yaptırabilir mi, saç ekimi operasyonu kan şekeri seviyesi dengede olan şeker hastalarına güvenle uygulanabilir. Şayet dönör alanda yeterince sağlıklı saç köklerine sahipseniz, kronik şeker hastası olmanız...Devamını OkuŞeker hastaları saç ekimi yaptırabilir mi, saç ekimi operasyonu kan şekeri seviyesi dengede olan şeker hastalarına güvenle uygulanabilir. Şayet dönör alanda yeterince sağlıklı saç köklerine sahipseniz, kronik şeker hastası olmanız saç ekimi için engel teşkil eden bir sağlık sorunu değildir. Burda karşı karşıya kalabileceğiniz durumlar büyüme süreciyle ilgilidir. Şeker hastalığı ekilen saçların büyüme sürecini yavaşlatabilir. Diğer insanlara göre saç ekimi süreci biraz uzayabilmektedir. Sonuçların başarılı olması hastalığınızın kontrol altında olup olmamasına bağlıda olabilir. Ancak şöyle bir durumda vardır, şeker hastalarının saç ekimi riskleri, hastanın genel sağlık durumu, hastalığın kontrolü, ve kullanılan tedavi yöntemlerine bağlı olarak değişebilir. Saç ekimi cerrahisi genel olarak bir ameliyat olduğundan, herhangi bir tıbbi durumu olan bireyler için potansiyel riskler taşıyabilir. Şeker hastalığı, yara iyileşmesi ve enfeksiyon riskini artırabileceğinden saç ekimi sonrası iyileşme sürecini etkileyebilir. Ayrıca, şeker hastalarının dolaşım sorunları ve sinir hasarları riski daha yüksek olabilir, bu da cerrahi sonrası komplikasyon riskini artırabilir. Bu nedenle, saç ekimi düşünen bir şeker hastasıysanız, mutlaka bir doktora danışmanız ve sağlık durumunuzun saç ekimi için uygun olup olmadığını değerlendirmeniz önemlidir. Şeker Hastalığı İle Saç Dökülmesi Arasında Nasıl Bir İlişki Var? Şeker hastalığı (diyabet) ile saç dökülmesi arasında karmaşık bir ilişki bulunmaktadır. Diyabet, vücudun kan şekeri düzeyini kontrol edemediği bir durumdur. Saç dökülmesi ise birçok farklı faktörden kaynaklanabilir, bunlar arasında genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, yaşlanma, stres, beslenme eksiklikleri ve tıbbi durumlar yer alabilir. Diyabet, saç dökülmesine neden olan faktörlerden bazılarını etkileyebilir. Örneğin, diyabet nedeniyle kan dolaşımı bozulabilir ve bu da saç köklerinin beslenmesini etkileyebilir. Ayrıca diyabetin neden olduğu inflamasyon, saç dökülmesine katkıda bulunabilir. Ancak her diyabet hastasının saç dökülmesi yaşayacağı anlamına gelmez. Diyabetin saç dökülmesi üzerindeki etkisi bireyden bireye değişebilir. Eğer saç dökülmesi sorunu yaşıyorsanız ve diyabetiniz varsa, muayene olunmalı saç dökülmesinin altında yatan nedenleri belirlemek için profesyonel yardım almanız önerilir. Evet, bazı şeker hastalığı (diyabet) ilaçlarının saç dökülmesine yol açabilme potansiyeli bulunmaktadır. Özellikle diyabet tedavisinde kullanılan bazı ilaç sınıfları, saç dökülmesine neden olabilir veya mevcut saç dökülmesini artırabilir. İnsülin direncini azaltmak amacıyla kullanılan metformin gibi ilaçlar saç dökülmesine yol açabilen etkiler gösterebilir. Ayrıca bazı insülin türevleri veya diyabet tedavisinde kullanılan diğer ilaçlar da saç dökülmesine neden olabilir. Ancak her bireyde bu etkiler görülmeyebilir. Şeker Hastalığında Kullanılan İlaçlar Saç Dökülmesine Yol Açar Mı? Evet, bazı şeker hastalığı (diyabet) ilaçlarının saç dökülmesine yol açabilme potansiyeli bulunmaktadır. Özellikle diyabet tedavisinde kullanılan bazı ilaç sınıfları, saç dökülmesine neden olabilir veya mevcut saç dökülmesini artırabilir. İnsülin direncini azaltmak amacıyla kullanılan metformin gibi ilaçlar saç dökülmesine yol açabilen etkiler gösterebilir. Ayrıca bazı insülin türevleri veya diyabet tedavisinde kullanılan diğer ilaçlar da saç dökülmesine neden olabilir. Diyabet Hastalığı Neden Saç Dökülmesine Yol Açar? Şeker hastalığı Tip 1 diyabet ve Tip 2 diyabet olmak üzere iki farklı diyabet hastalığı mevcuttur. Diyabet hastalığının saç dökülmesine neden olabilecek birkaç farklı yolu vardır: Kan Dolaşımı Sorunları: Diyabet, kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir. Saç kökleri, yeterli miktarda oksijen ve besin maddesi alamadıklarında zayıflayabilir ve saç dökülmesi yaşanabilir. Hormonal Değişiklikler: Diyabet, vücuttaki hormon düzeylerini etkileyebilir. Hormonal dengesizlikler, saç dökülmesine neden olabilir. İnflamasyon ve Stres: Diyabet, vücutta inflamasyona (iltihaplanma) neden olabilir. İnflamasyon, saç köklerinin zayıflamasına ve saç dökülmesine yol açabilir. Ayrıca diyabet, stres seviyelerini artırabilir ve stres de saç dökülmesine katkıda bulunabilir. Beslenme Eksiklikleri: Diyabetli bireylerde beslenme eksiklikleri daha sık görülebilir. Özellikle bazı vitaminler ve mineraller (örneğin, demir, çinko, B vitamini), saç sağlığı için önemlidir. Bu eksiklikler saç dökülmesine neden olabilir. Bağışıklık Sistemi Sorunları: Diyabet, bağışıklık sistemi fonksiyonlarını etkileyebilir. Bağışıklık sistemi sorunları da saç dökülmesine neden olabilir. Ancak unutmayın ki saç dökülmesi çok farklı faktörlerden kaynaklanabilir ve her diyabet hastasında bu etkiler görülmeyebilir.Daha Az Göster1 Yazar0 Yorum40Takip
-